Erken (Prematüre) Doğum
Dünya çapında her yıl 13 milyon bebeğin prematüre doğduğu tahmin edilmektedir. Erken veya prematüre doğum, bebek ölümlerinin ve sakatlıklarının en yaygın sebeplerinden biridir ve birçok vakada nedenleri gizemini korumaya devam ettiğinden dolayı sebeplerini bulmaya acil ihtiyaç duyulmaktadır.
Erken başlamış bir doğumu durdurmak için her türlü teknik denenmiştir. Çoğu tedavi, rahimdeki kasılmaları durdurmak için tasarlanmış tokolitik ajanlar olarak adlandırılan ilaçların kullanımını içerir. Bu ilaçlar, özellikle bebeğe doğumdan önce biraz daha olgunlaşma fırsatı vermek ya da annenin özel üniteleri bulunan bir hastaneye gidebilmesini sağlamak için doğumu geciktirmekte yararlıdırlar.
Doğumun biyolojisi
Doğumu geciktirme veya başlatma tedavilerinin mümkün olduğunca etkili ve güvenli olmasını sağlamak için, doğumun doğal süreçlerini anlamak önemlidir. Süreç boyunca gerçekleşen hormonal değişikliklerinin çoğu anlaşılmaktadır ama doğumu esas tetikleyen unsurlar karmaşık ve anlaşılması oldukça zordur.
Doğum, üç temel evreye bölünebilir. İlk evre, rahim ağzını bebeğin geçmesi için hazırlar ve açar. İkinci evre, bebeğin doğumudur. Üçüncü evre ise plasentanın çıkışı ile ilgilidir. Oksitosin ve prostaglandinler doğumun en önemli süreçlerini başlatmak için gebeliğin sonunda üretilen temel maddelerdir.
Oksitosin, rahmin kasılmasına yol açarak bebeğin servikse doğru itilmesini sağlayan hormondur. Prostaglandinlerin salgılanması, serviksin incelerek yumuşamasını ve bebeğin geçmesi için açılmasını sağlayan süreçleri harekete geçirirken, rahmi de oksitosine karşı daha hassas hale getirirler.
Doğumun başlangıcında, bebeğin servikse yaptığı baskı, daha fazla oksitosinin salgılanması için sinyal gönderir. Bu, rahmin daha sık ve kuvvetli kasılmasını sağlayarak bebeğin servikse daha fazla baskı yapmasına yol açar ki bu da tekrar daha fazla oksitosinin salgılanması için sinyal gönderir. Giderek ilerleyen bu döngü, bebeğin doğması ile kırılır ve serviksteki baskı ortadan kalkar.
Ancak bebek doğar doğmaz rahim, plasentayı dışarı atmak ve mümkün olduğunca çabuk hamilelik öncesi durumuna dönmek için kasılmaya devam eder. Plasenta atıldıktan sonra, rahim kasılmalı ve çok sıkı bir hale gelmelidir.
Erken Doğum Hakkında
Batı toplumlarında, her on kadından biri, gebelikleri 40 haftalık normal süresini doldurmadan doğuma girmektedir.
37 haftadan önce gerçekleşen doğum olarak tanımlanan erken ya da prematüre doğum, genellikle anne için çok az tehdit oluşturmasına rağmen bebek için teşkil ettiği olumsuz sağlık sonuçları son derece büyük olabilmektedir.
Son 20 yılda, yenidoğan bakım ünitelerinde 22-24 haftalık ileri derece prematüre bebeklerin bile yaşamasına imkan tanıyan inanılmaz gelişmeler gerçekleşti. Ancak, yaşamaya devam eden bu bebekler yine de bazı sorunlarla karşılaşmaktadır. Bunlar öğrenme zorlukları gibi nispeten daha kolay sorunlar olabilirken, bazıları ise solunum bozuklukları veya beyin felci gibi daha ciddi olabilen sorunlardır.
Erken doğum vakalarının üçte birinin görünen belirli bir sebebi olmamasına rağmen, deneyimler bazı kadınların diğerlerinden daha fazla risk altında olduğunu göstermiştir.
Risk altındaki kadınlar
Çok genç kadınların, ileri yaştaki kadınların (40'lı yaşlardaki), sık gebelik yaşamış, birden fazla bebek taşıyan, vücut ağırlığı düşük olan veya kötü beslenen ve sigara içen kadınların erken doğum riski taşıdığı bilinmektedir.
Erken doğumun diğer sebepleri sağlık durumları ile ilişkilendirilmektedir. Preeklampsi olarak bilinen durum, tüm erken doğumların üçte birinden sorumludur. Bu durum, yaklaşık her 14 hamile anneden 1'ini etkileyen ve hamilelikle doğrudan bağlantılı bir durum olup, kan basıncında ani ve şiddetli bir artış yaratmaktadır.
Zayıf ve büyüyen bebeğin ağırlığı altında kapalı kalmayı başaramayan serviks de birçok vajinal enfeksiyon gibi erken doğuma sebep olabilir. Aynı zamanda, uzun süren uçak yolculukları, ani üzüntüler ve hamileliğin ilerleyen dönemlerinde ev taşımak gibi stresli durumlar da kadının tam evreyi tamamlamadan doğuma girmesine sebep olabilir.
Bebek için potansiyel riskler
Prematüre bebekler normalden küçük olurlar ve gelişimleri yetersizdir. Ölüm ve bir dizi komplikasyon riski altında olan bebek ne kadar erken doğarsa riskler de o kadar büyük olur.
32. gebelik haftasından önce doğan bebekler için iki majör risk, akciğerlerde sürfaktan eksikliği (akciğerlerin birbirine yapışmasını engelleyen ve genişlemesini sağlayan "nemlendirici" madde) ve düşük kan şekeridir.
34. gebelik haftasından sonra doğan bebeklerin, sistemleri neredeyse tamamen olgunlaştığı için sadece düşük riskli problemleri vardır.
23-24. gebelik haftasından sonra doğan bebekler, hem kısa hem uzun süreli problemlerde daha yüksek risk altındadırlar.
Bu yüzden, yeni doğan bebeğe mümkün olan en iyi yaşam şansını verebilmek için hamileliği olabildiğince uzun tutmak önemlidir.
Erken Doğumun Tedavisi
Erken veya prematüre doğum, dünyada bir sorun olmaya devam etmektedir. Prematüre bebeklerin bakımındaki gelişmelere rağmen, erken doğuma giren kadınların sayısını azaltmada çok az ilerleme sağlanabilmiştir.
Gelecek yaklaşımlar
Erken doğumun önlenmesinde en temel nokta, eylem başlamadan önce fark edilebilmesidir. Bu nedenle, araştırmacılar her zaman tetikleyici kimyasal taşıyıcıları ve süreçleri belirleyerek doğuma ait süreçleri kontrol etme yollarını aramaktadır.
Gelecekte erken doğum riski taşıyan kadınları tespit etmek ve başlamadan önce prematüre doğumu durdurmak için ilaç kullanmak mümkün olabilecektir.