Demo

Kısırlığın sebepleri

Kısırlık (infertilite) genellikle, bir çiftin, bir yıllık düzenli, korunmasız ilişkisine rağmen gebelik elde edilememesi olarak tanımlanır. Ancak, 35 yaş üzeri veya diyabet gibi belli sağlık durumları olan kadınların en fazla 6 ay beklemeleri gerekirken, genç çiftlere bazı doktorlar tarafından tedaviye başvurmadan önce iki yıla kadar beklemeleri tavsiye edilebilir.

Her altı çiftten biri yardıma ihtiyaç duymaktadır. Bu grup içinde sorunun, vakaların yüzde 40’ında kadında, yüzde 33 kadar da erkekte yattığı görülmüştür. Geri kalan vakalarda ise yüzde 15-30 arasında her iki partnerde de az doğurganlık olduğu gözlenmiştir. Geri kalan yüzde 5-10 çiftte ise sebep bilinmemektedir.

Erkek Faktörleri

  • Sperm özellikleri: Erkek kısırlık vakalarının büyük bir çoğunluğu, genellikle yüksek oranda sperm kusurları (büyüklük, şekil, hareket) ile ilişkilendirilen düşük sperm sayısına bağlıdır.

    Folikül uyarıcı hormona (FSH) ve luteinizan hormona (LH) bağlı hormonal dengesizlikler çok yaygın olmasa da erkeklerde de oluşabilir. Bunlar, sperm gelişimini etkileyebilir ve bazı sperm anormalliklerinden sorumlu olabilirler.

    Erkek sperm sayılarının birçok toplumda azalmakta olduğunu gösteren bazı deliller de bulunmaktadır. Bunun tam sebebi bilinmese de, çevresel faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.

  • Testiküler başarısızlık: Bazı erkeklerin menilerinde hiç sperm olmadığı belirlenmiştir. Bunun sebebi, boşalma sorunları ya da testislerin sperm üretememesi olabilir. Yetersiz kan akışı, sakatlanma ve hatta erişkin dönemde geçirilen kabakulak gibi  enfeksiyonlara bağlı olarak testisler zarar görmüş olabilir. Diğer sebepler hormonal problemleri ve genetik bozuklukları içermektedir.
  • Varikosel: Bunlar, testisin de yer aldığı  torbalarının birinde ya da her ikisinde de bulunan varisli damarlardır ve infertil erkeklerde en yaygın anatomik bozukluklardır. Varikosel, testislerde  kan toplanması ve daha yüksek ısıya sebep olur.
  • Tüp tıkanıklığı: Enfeksiyona bağlı hasarlar spermin meniye ulaşmasını engelleyebilir. Nadiren bazı erkeklerin boşalması idrar torbasına doğru olabilir.
  • Sperm antikorları: Az da olsa bazı erkekler kendi spermine karşı antikor üretebilmektedir. Bunun sebebi tam olarak bilinmese de, açıklanamayan erkek kısırlıklarının yaklaşık yüzde 10’u bu sebebe bağlanmaktadır.

Kadın faktörleri

  • Hormonal / ovülasyon: Folikül uyarıcı ve luteinizan hormonlara bağlı olarak hormonal problemler ovülasyon ve foliküler gelişimi etkiler.

    Ovülasyon problemleri kadın kısırlığının en yaygın sebebi olmakla beraber tüm vakaların üçte birinden sorumludur. Bir kadın anovular (hiç ovülasyon olmaması) olabilir ya da nadir veya düzensiz ovülasyona sahip olabilir.

    Polikistik over hastalığı da, özellikle yumurtlamayı etkileyip birçok probleme yol açarak hormonal dengesizliklere sebep olabilir.

    Kadın üreme sistemi aynı zamanda progesteron salgılanmasında da problemlere yenik düşebilir.

  • Tüp problemleri: Kısırlığın bir diğer yaygın sebebi de, yumurtanın aşağı inmesini veya rahme girişini engelleyerek döllenmeyi etkileyen, fallop tüplerinde oluşan hasardır.
  • Uterus (rahim) problemleri: Rahimdeki önemli bir problem, endometriyumda gelişen hücrelerin koparak, overler ve fallop tüplerine işlevlerini etkileyecek şekilde yapıştığı endometriyoza aittir. Endometriyozu olan kadınların önemli bir kısmının kısırlık yaşadığı görülmektedir.
    Rahimdeki miyom ve polipler de doğurganlık sorunları yaratabilir.
  • Serviks / vajina problemleri: Vajina ve serviksteki yapısal anormallikler de, serviks mukusunun fiziksel özellikleri gibi doğurganlığı etkileyebilir. Mukus, antikor içerdiği için ya da spermin hareketine olanak vermeyecek derecede yoğun olduğu için sperme karşı saldırgan olabilir.

Ortak kısırlık problemleri
Kısırlık sorununun her iki partnerde de olduğu durumlarda, sebeplerin bazıları kolaylıkla tedavi edilecek basitlikte olabilir. Kadının aylık döngüsünde bir yumurtanın döllenme fırsatı oldukça sınırlı olduğundan, kimi zaman ilişkinin sıklığı ve zamanlaması etken faktörler olabilmektedir.

  • Sıklık: Çift, kadının en doğurgan dönemine denk gelecek sıklıkta ilişkiye girmiyor olabilir. Sperm, kadının üreme sisteminde yaklaşık 48 saat kadar yaşayabilir ve sadece bu zamanda bir yumurtayı dölleyebilir.

    Yumurtlama döneminde her iki – üç günde bir ilişki, döllenme için en ideal sıklıktır.

  • Zamanlama: Aynı şekilde problem, kadının adet döngüsünün düzenli olmadığı ya da ortalama 28 günden daha uzun veya kısa olduğu durumlarda en doğurgan dönemi kaçırmaya bağlı olabilir.
  • Teknik: Bazı durumlarda sorunun tekniğe bağlı olduğu anlaşılmıştır. Bu gibi durumlarda, sperm vajinada serviksi geçme şansı bulacak kadar yükseğe bırakılmamaktadır.
  • Yaş: Doğurganlık, özellikle kadınlarda artan yaşla da azalmaktadır. Kadınlarda en doğurgan dönem 15-24 yaşları arasındadır.

Erkeklerde, testosteron seviyeleri yaşla birlikte azalmasına rağmen kadınlardaki kadar fazla bir düşüş göstermez. Erkekler sperm üretmeye devam ederler; ancak, ilerleyen yaşla beraber spermin hareket kabiliyetinde azalma görülür.